13 Ağustos 2014 Çarşamba

KOŞULSUZ TESLIM OL, ARACISIZ O'NA YÖNEL, DOSTLUĞA KAVUŞMAYI DİLE

Yüce bir yaratıcının varlığını reddetmek, kabul etmekten daha zordur bana kalırsa. Bütün ihtişamı ile evreni, içindeki ufacık bir noktada boşlukta kendi kendine dönen dünyayı, üzerindeki mucizevi yaşam ve çeşitliliği görüp, bunun yüce bir yaratıcı (Aliyy, Azim) tarafından tasarlanmadığını kabul etmek...

Bilimin ortaya koyduğu tüm gerçekler üzerinde biraz düşünen ve sorgulayan kimselere ihtiyaç var. Biraz da bu güzelliklere gözlerini kapatmayan daha önemlisi gönül gözünü kapatmayanlara...

Bütün bu kusursuzluğu yöneten yaratıcı (Kayy), İbrahim'i, her türlü güçlüğe rağmen varolan inançları sorgulayarak kendisine ulaştığı ve koşulsuz tek bir yaratıcıya kendisini teslim ettiği için dost edinmiştir. İbrahim, tüm çağdaşlarının inançlarına, yaratıcının bizden beklediği koşulsuz teslimiyete engel olduğu için müthiş bir zekayla karşı çıkmıştır. Bu yolda, dönemin en güçlü liderlerine gerektiğinde ölüm cezası pahasına karşı çıkabilmiştir. Babası tarafından kovulmuş, memleketinden ayrılmayı yaratıcı uğruna göze alabilmiştir. İbrahim'in bilimsel sorgulamacılığı, akılcı fikir yürütücülüğü, kendisini tamamen yaratıcıya teslim etmesi, onu yaratıcıya dost yapmıştır.

Bütün herşeyin sahibinin tek bir yaratıcı (Malik-ül Mülk) olduğunu düşünün ve onun dostluğuna, iltifatlarına, sevgisine (Vedûd) eriştiğinizi. Bundan daha büyük bir kazanım olamaz.

Yüce yaratıcımıza dua ederim ki, gönül gözü açık olan, yaratıcının yarattığı mükemmelliğin farkında olan, koşulsuz tek yaratıcımıza teslim olan, hiç bir aracı koymadan ona yönelenlerden eylesin bizi.... Kendisinin dost edindiği kimselerden eylesin, ki bu büyük bir lütuftur ve bu kapı herkese sonuna kadar açıktır (Lâtif).

"Yeryüzünü hiç dolaşmadılar mı, belki kalpleri ile idrak ederler ya da kulakları ile işitirler. Fakat gözler kör değildir, ancak asıl kör olan kalplerdir."